Modern dünya; hepimizin yaşadığı, elektronik ağlarla
çevrili ve bir bölümü tamamı ile çöplüğe dönmüş olan uygar gezegenimize
verdiğimiz bir ad. Yaşadığımız hayat, buharlı makinelerin ardından insanlığın kendi yarattığı
metaların kontrolüne girdiği, duygu dünyasının, düşünce ve akıl eksenin büyük
oranda ters düz olduğu muazzam bir yapay zeka medeniyeti. Korkmayın bu yazı bir
filmin senaryosundan ya da hazırlanmakta olan bir belgeselden alınmamıştır.
İdeoloji; kimine göre korkutucu, kimine göre var
olduğu yaşama yönelik olarak geliştirdiği düşünüş biçimi ve bazı sığ
düşünürlere göre ideoloji komünizm anlamına gelmektedir. Küçük bir not; yaşadığımız yüzyılda herkes kendisini önemli bir düşünür sanmaktadır. İdeoloji;
çevremizde bulunan her an ve her dakika gördüğümüz ve yaşadığımız sistemin
aslında ta kendisidir. Reklam panoları, büyük alışveriş merkezleri, toplu
taşıma araçları, yazılı ve görsel medyada yer alan mesajlar özetle zihnimize
aktarılan her çeşit bilgi ideolojidir. Birey, zihnine giren bu bilgi yığını ile
uyuşturularak gerçeklikten uzaklaştırılır. Kısacası ideoloji toplumları
yönetmenin önemli bir aracıdır. 21. Yüzyıl insanı cinsel manipülasyon
yöntemlerinin her türlüsüne maruz kalmakta öte yandan uygarlık tarafından
cinsel istekleri acımasızca bastırılmaktadır.
Freud’a göre; yaşadığımız dünya bastırılmışlıkların
tarihidir. Modern birey özgür dünya sloganları altında muazzam bir baskıya
maruz kalmaktadır. “İleri işleyim toplumunun köleleri yüceltilmiş kölelerdir”
(Herbert Marcuse- Tek Boyutlu İnsan). Teknolojik devrim süslemeleri ile önümüze
sunulan ürünler modern bireyin kelepçeleri ya da tasması haline gelmiştir.
İleri işleyim toplumunun insanı yalnızdır. Televizyonu, kablosuz İnternet bağlantısı ve sevdiği marka atıştırmalıkları ile baş başadır. Yaratılan yeni
kadın ve erkek satın aldığı kadar var olmaktadır. Tüketim kültürünün neo
paryalarıdır onlar. Şimdi bir insanı düşünelim sokakta yürüyen ve çevresindeki tüm
uyarıcılara açık bu kişi bir erkek olsun. Alışveriş merkezine girildi, dünyaca
ünlü kahve markasının karamel soslu egzotik kahvesi içildi ve son moda
kıyafetlerin satıldığı dükkanların vitrinlerine göz gezdirildi. Rol modelimiz;
örnek bir birey, genç yakışıklı son model bir akıllı telefona sahip. Şimdi
kendisini kalabalık bir toplu taşıma aracına bindirelim daha sonra ise aklından
geçenleri satırlarımıza aktaralım. Oyuncumuz şanslı ve otobüste kendisine yer
bulabilmiş. Ayakta yolculuk etmek zorunda olan genç kadınlar demirlere tutunmuş, insanüstü bir çaba ile akıllı telefonlarının da marifeti ile karşı tarafı
mesajsız bırakmamaktadırlar. Sürekli önlerine bakan bu kadınlar bir ip cambazına benzetilebilir. Yarattığımız bu sahneyi erkeğin gözünde bir an için
durduralım. Kendinizi bir porno film stüdyosunda hayal ettiğiniz olmuş muydu?
Modern kölenin aklına gelen mekanın içerisinde yatan gizli mesaj tamda burada
yatmaktadır. Kahramanımız binlerce seksist reklam panosunu incelemiş, son moda
cüretkar kıyafetlerin önünden geçmiş ve biraz önce çıktığı filmden bilinç
altına onlarca seks içerikli sübliminal mesajı istemeden de olsa kaydetmiştir. Artık sıra otobüste tutunan tüm kadınlarla
yatmaya gelmiştir. Ancak bir sorun var; tetiklenen Eros aynı anda toplumsal
kurallar yani yaratılan uygarlık ile acımasız bir savaşa girer kahramanımız oluşturduğu hayal dünyasında sürüklendikçe gerçeklikle olan bağını yitirir.
Zavallı insan oysa sen yakışıklı ve sağlıklı bir erkektin. Kahramanımıza artık
türlü kötülükleri yapabilir ve onu sapkın idealleriniz uğruna yönetebilirsiniz.
Modern kölemiz telefonundaki onlarca programdan kendine uygun bir kadını seçer
nasılsa onu çok düşünüp hayıflanmayasınız. Tasvir ettiğimiz erkek figürü modern
toplumlardaki ortalama bir insanı anlatmaktadır. Kadınlar bu duruma fazlaca
öfkelenebilirler ancak var olan durum onları kanatsız birer melek yapmıyor
maalesef.
"SEKSİST REKLAMLAR"
Modern dünyanın insanı kadın ya da erkek fark etmeksizin
kendi kişiliğini tükettiği metada var etmektedir. Evlilik kurumu çökmektedir.
Yaratılan düzenin doğal bir sonucu olarak görmeliyiz bunu. Kolay tüketime
alışan birey aradığını elbette ki evlilikte bulamayacaktır. İleri işleyim
toplumları için evlilik nostaljik ya da popüler tabirle Retro görünmektedir.
Kafasını kaldıramayacak kadar akıllı cihazına kilitlenmiş olan birey, manasız bir dünyanın
mana arayan meczup kölesi haline gelmiştir. İki cinste artık birbirini
meta olarak görmektedir. Böylesi bir dünya sevginin ya da aşkın nefes
alabileceği bir ortama asla kucak açmayacaktır. Çünkü ideoloji bireyi robotik; yani mekanik bir canlı haline getirmeyi başarmıştır. Çıkış yolunu
gerçekliklerle yüzleşmekte bulabilirsiniz belki. Ancak modern birey gerçeği
asla görmek istemeyecektir. Kendisine takılan büyülü gözlüğü çıkarmak
istediğinizde size şiddetle tepki gösterecektir. Çünkü karşılaşacağı
gerçekliğin esasen farkındadır ve rüyadan uyanmak istememektedir. İnsanlığın
sürüklendiği nokta bireylerin istikametlerinden bağımsız görünmemektedir. Sözde
gelişmiş toplumlar, yani medeni olarak kendilerini dünyaya pazarlayan ülkeler derin
bir toplumsal çöküşün içerisindedir. Bu kötü tabloya bilerek ve isteyerek yine
uygar dediğimiz bu toplumların yöneticileri neden olmaktadır. Elbette ki gördüğünüz
bu işlemlerin hiç biri basit ve ucuz işlemler değildir ama merak etmeyin sizi
köleleştirebilmek için hiçbir masraftan kaçınılmayacaktır.
Bu iç açıcı felsefi jimnastiğimizin sonlarına
yaklaşırken elbette ki kadınları es geçmemekte fayda var. Kişisel olarak
ülkemizde son dönemlerde yapılan tartışmaların muhalif kesimler tarafından
üstün körü tartışıldığı kanısındayım. Öncelikle şunu kati biçimde tespit etmek
gerekmektedir. Bir toplumda kadını yönetebiliyorsanız, toplumun tamamını
rahatlıkla yönetebilirsiniz. Zaten yukarıda defalarca sıraladığımız manipülatif
yöntemlerin pek çoğu kadın bedeni üzerinden gerçekleştirilmektedir. Muhafazakar
ya da sözde çağdaş günümüz kadını adını ne koyarsanız koyun yaratılan bu iki
tür kadın prototipi de kendisini tüketerek var etmektedir. Türbanın arkasında
büyük puntolarla yazılan marka isimleri ya da kullanılan kozmetik ürünlerinin
sizi pazarlama konusundaki marifetleri üzerinden kendinizi iyi hissediyor ve bu
doğrultuda kişiliğinizi topluma kabul ettirmeye çalışıyorsunuz. Çağdaş görünen
kadın tipinin de diğerinden aşağı kalır yanı yoktur. Bir tarafta İslamla
kapitalizmin barışı varken, diğer tarafta Seküler dünya görüşünün sistemle
barışı vardır. Dev markalar sizi seviyoruz, sizin için varız mesajını kadına
müspet yollardan ulaştırmayı başarır. Diğer taraftan meta fetişizmine
sürüklenen kadın, tükettiği ürünle aynı zamanda kendisini araçsallaştırmaktadır. Kısacası kadın; zihni ve bedeni ile giderek
köleleştirilmektedir. Kadın, kendisini zengin erkeğe pazarlama ihtiyacı gütmektedir.
Bilinç dışında bunu kesinlikle reddedecektir. Sakın ola ki yüzlerine böylesi
gerçekleri çarpmayınız aksi taktirde suratınıza gelecek tokat’ın acısı sizi de
ayıltabilir. İnsanlık tarihi boyunca kadın hep güzel olmak için çaba sarf
etmiştir. Bunun seksüel gerekçeleri daha samimi ve doğru gerekçelerdir. Modern
kadın bunu farklı ve bize karmaşık görünen bir dizi sürece indirgemiştir.
"TARTIŞMALARA NEDEN OLAN BİR REKLAM AFİŞİ"
İnsanlık derin bir yol ayrımının eşiğindedir. Bu yol
ayrımında inanç sistemlerinin ya da sizin çok fazla kutsiyet atfettiğiniz
değerlerinizin bu marka sahipleri için hiçbir önemi olamayacaktır. Karanlık çağ
ya da yok oluş diye ifade edilen sürecin hemen önünde durmaktayız. Belki de
uzun süredir bu karanlık çağın içerisinde debelenmekteyiz. Kişisel görüşüm ise; kölelik diye tanımladığımız süreç tamamlanmak üzere. Benim cebimde çok para var
ben köle değilim demekle kendinizi o sınıftan soyutlamış olmuyorsunuz maalesef.
Şimdiye dek insanlık yarattığı değerlerden yana tavır aldı. Ancak şimdi ise
insanların akıllı telefonlarından vazgeçebileceklerine kesinlikle inanmıyorum.
En azından üretilen bu araçların birer araç olduğunu hatırlamakta fayda var.
Çok değer verdiğiniz size kadınlığınızı hatırlatan "Z" marka bir firmanın
erkeklere şiddet içerikli ve bol fantazili reklamlarla kendini tanıttığını asla
unutmayın. Aklınıza gelebilecek her türlü cinsel mesaj zihinlere acımasızca
enjekte edilmektedir. Erosun doğumu ve uygarlığın erosla girdiği acımasız
çatışmanın arasında kalan birey sapkınlığa doğru giderek yol almaktadır.
Yaşadığı dünya ile cinselliğe ulaşım imkanları örtüşmemektedir. Üzerine birde beş kuruş
parası olmayan bir kişiden bahsediyor isek durum daha tehlikeli bir hal
alacaktır. Karşınızda nur topu gibi bir katil ve tecavüzcü var. Modern toplum
bu lejyonları yaratmakta son yüzyılda hiç zorlanmadı. Şimdi hep birlikte
haykıralım; İtaat et, tüket, pazarla ve tap. Kişi ideolojinin yüce gözlüğünü
çıkardığında etrafında sadece bu yazıları görecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder