INTRO Daha önce hiç tanımadığım bir tat dilimin ucundaki. “Yeni mi çıkarmışlar bu dondurmayı?” gülümsüyor, çok eğleniyor, damağımdaki tadın yarattığı şaşkınlıkla eğleniyor. Sucuk gibi terlemişim, topun peşinde koşmaktan. Babam hep bu komik deyimi kullanırdı, belki de beni kırmak yerine güldürmeyi tercih ederdi. Küçük kız yanındaki erkek çocuğuyla uzaklara dalıyor ve gülümsüyordu, gündüz vakti kendini gösteren Ay’a bakarak. Şimdi karanlığı geçtik, şimdi intronun sonuna yaklaşırken Elele tutuşup dünyanın ekseninde dönüyorduk. Şimdi dünya bizdik, sarıldık! Ayrılmayı yediremedik! Sustuk! Ve gülmedik… PEMBE PLASTİK TOP Kahvaltının sonuna gelirken gözüm heyecanla dışarıdaydı. Bu durumu kimseye çaktırmak istemezsin özellikle evdekilere. Ama anne ve baba her şeyi bilir ve hisseder. Gelen arkadaşın ardından hızla çıkılır evden. Annenin tüm uyarılarından kaçabilmenin tek yolu hızla ayakkabıları giyip uzaklaşmaktır. Dün patlayan topun yerine pembe plastik bir top gelmiştir. Çok güldü