Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AHLAKSIZLIĞIN SOY KÜTÜĞÜ ÜZERİNE!

Sizler kimsiniz? Siz bu toplumdaki elit tabakasınız. İnsanlara yukarıdan bakan onlara göbeğinizi kaşıyorsunuz diyen adamlarsınız sizler. Kimden bahsediliyor, tabiide ülkemizin bin bir zorluklarla yetiştirebildiği sanatçılardan. Elit olmak: kitap okumak, iki satır aşka ya da dünyaya dair şeyler karalamak olmuş. Kavramların böylesine karıştırılması, birbirlerine girift yapılar haline gelmesi bizim gibi toplumlarda olağandır. Sizlere kısaca elit diye tabir edilen kişilerin ne anlama geldiğini açıklama zorunluluğunu, yükünü ve sorumluluğunu üzerimde hissetmekteyim. Elit: Gecekondu Mahallelerinin karşısına metrelerce duvar örüp gökdelen dikmektir. O gökdelenlerin içinde oturan insanlar elit insanlardır. Birilerinin çocukları tozun ve toprağın içinde oyunlar oynarken, birilerinin çocukları da dikenli tellerin ardında rahat ve huzurlu biçimde oyunlar oynamaktadır. Oysa topluma dayatılan elitlik olgusu okumuşluk ve kültür bilgisiyle doğrudan orantılıdır ve bu kötürüm bir hal almaktadır. Bi

APTALI SEVMEK (21.YÜZYILDA EVLİLİK KURUMU ÜZERİNE SÖYLEV)

Peri kızı Ekho, güzelliği ile herkesi büyüler, kendine aşık sayısız erkeğe kayıtsız kalır ve onları reddedermiş. Ekho yalnız başına dolaşırken, birden karşısına yakışıklı mı yakışıklı bir avcı çıkıverir. Bu yakışıklının adı Narkissos’dur. Yakışıklı avcıya ilk görüşte aşık olan peri kızı aşkına karşılık bulamaz. Bu durum karşısında Ekho aşkından günden güne erir ve karasevda içinde hayatını kaybeder. Vücudundan arta kalan kemikleri kayalara, sesi ise bu kayalarda ‘eko’ dediğimiz yankılara dönüşmüştür. Olimpos dağında yaşayan tanrılar Narkissos’a kızarlar ve onu cezalandırmak için harekete geçerler. Günlerden bir gün av izindeki Narkissos yorgun düşmüş ve susamıştır. Nehirden su içmek için eğildiğinde, Narkissos kendi güzel ve yakışıklı yüzüne çılgınlar derecesinde aşık olur. O ana dek kimseyi sevmediği kadar sevmiştir kendi görüntüsünü, olduğu yerde çakılır kalır. O günden sonra yemeden ve içmeden kesilen Narkissos günden güne erir ve sadece kendini izleyerek ömrünü tüketir. Narkisso

SOLDA BARIŞ

‘BİR HAYALİN İZDÜŞÜMÜ’ Tarih bize öğretilenlerden ibaret, fantastik konulara dayanan, fetihler ve kahramanlıklarla örülü masalsı bir dünya değildir. Tarih belgelere dayanan, kazılarla elde edilen bulguların incelenebilmesi için oluşturulmuş bir bilim dalıdır (Arkeoloji vb. alt dallara ayrılır). Objektiflik ilkesi hayati bir önem taşır, objektif olmayan bir tarih yazını bilimsellikten uzaklaşır. Marksist tarih anlayışı ise tarihi sınıflar savaşı olarak yorumlamıştır. Sınıflı toplum, günümüz modern dünyasında burjuvalar (zengin zümre) ve proleterler (işçi sınıfı) diye tanımlanan toplumsal yapıdır. Tarihi ise; iktidarda bulunan sınıflar diledikleri gibi yazma konusunda son derece cömert olmuşlardır. Bugün sol diye tanımladığımız kesimler; toplumda ötekileştirilmiş, kendini yalnız hisseden herkese kucak açan, entelektüel birikimleri yüksek insanların kümelendikleri ve örgütlendikleri alanlar olarak tanımlayabiliriz. Kitap üzerinde böyle bir tanım yapmak hem gerçekçi hem hayalci bir d

AŞK VE YÜKSEK TOPUKLAR!

Kimileri var;dünyamızı alt üst eden tipler. Büyümekle başladı derler ilk önce,oysa yalandır söyledikleri ana karnında başlar hayat. Hani gökyüzünden annenizin karnına düştüğünüz o ilk gece. Leylekler denenmiştir ama her şeyden önce,utanmasın diye çocuklar suçu kuşlara attılar.Hayat basamaklarında tırmanırken,bir kadını ya da erkeği tanımaya yıllar vardı değil mi? Kendi arzumuzla gelmedik tabi ki de bu dünyaya bir aşkın meyvesi olduğumuz ise şaibeli bir  durum. Belkide bir anlık heyecanın ürünleriyizdir hepimiz.Kulağıma fısıldar gibi birileri, Erosa sor diyorlar.Yeni suçlu Eros mu yoksa? Bazen masumiyet karinesini bozduğumuzu düşünüyorum.İki yüzlüler toplumunda kaç çeşit yüzle dolaştığımızı hesaplamak çaba isterken,yüz nakli yapanları dahi kıskandırmakta üstümüze yok.Sahi şu topuklu ayakkabıları üretenler kadın anatomisinden iyi anlarken,erkek libidosuna da yön vermeyi es geçmiyorlar hani.Kiminiz sapıkça bakarken satırlara ve satırlar gözlerinizin önünden akıp geçerken,yanınıza baktığı