Türkiye aylardır cinsel suçların oluşturduğu bir travmanın içerisine sürüklenmiş durumda. Gerçek durum ise böyle mi? Bu sorunun yanıtını verirken riyadan uzak bir noktada kendimi konumlamak istiyorum. Toplumsal olarak ya da bir yere zorla sıkıştırılmış insan kümeleri olan bizlerin, saplantılı bir biçimde karşılaştığımız her durumda ikiyüzlü tepkiler üretme konusun da oldukça mahiriz. Şahsen; eğitimli ve az sayıda vicdan sahibi olan kişilerin düştükleri hayreti samimi buluyorum. Acı ama geriye kalan büyük bir çoğunluğun şaşırmak bir yana beslendikleri çıkar çevrelerini nasıl koruduklarına şahit oluyorum. Ensar Vakfında yaşananların ya da adlarını anamadığım pek çok tecavüz vakıasında yaşamlarını yitiren genç kadınların sorumlusu liberal paradigmanın koşulsuz şartsız paryası olmuş dindar ya da dindar olmayan çevrelerdir. Henüz daha kötüsünü görmüş durumda değiliz. Karma eğitim sisteminin tümüyle ortadan kaldırılması gerektiğini savunan bir iktidarın eğitim politikalarıyla gittiğimiz yer